top of page

KANAMA VE YARALANMALARDA ACİL BAKIM İLKELERİ

KANAMALAR

    Damar bütünlüğünün bozulması sonucu, dolaşım sistemi içindeki kanın damar dışına çıkmasına kanama (hemoraji) denir. Kanama, önemli acil sorunlardan biridir ve acil sağlık personelinin çok sık karşılaştığı bir durumdur.

    Kanamanın ciddiyeti, kanayan damarın cinsi, kanamanın hızı, kaybedilen kan miktarı, hastanın yaşı, kilosu, fiziksel durumu, kanamanın oluştuğu vücut kompartmanı, varsa ek travma ve hastalıklarla da yakından ilgilidir.

    Normal bir erişkinin vücut ağırlığının ortalama 1/13’ünü kan oluşturmaktadır. 70 kg’lık bir kişide 5-6 lt civarında kan bulunduğu varsayılmaktadır. % 10 oranındaki kan kaybı (yaklaşık erişkinde 600 ml, çocukta 200-300 ml, bebekte 25-30 ml) tehlikeli sonuçlara yol açabilir.

Kanamalar; internal kanamalar, eksternal kanamalar olmak üzere ikiye ayrılır.

 

İNTERNAL KANAMALAR

    Vücut boşlukları içerisine olan kanamalardır. Dış etkenlere (travma, kurşun yaralanması, darp vb) bağlı gelişebileceği gibi birçok hastalığın (beyin, mide, bağırsak, akciğer, karaciğer, ürogenital organ hastalıkları vb) sonucu olarak da ortaya çıkabilir. İnternal kanamaların tanınması eksternal kanamalara göre daha zordur. Çünkü çoğunlukla vücut dışında bir kanama görülmez. Ancak öksürme, kusma, dışkılama ile görülen, üreme organlarından, kulak yolundan ve burundan gelen kan internal bir kanama bulgusu olabilir. Hastanın, karın ve göğüs kafesi üzerinde şişlik, ekimoz, hematom görülmesi ve hipovolemik şok bulguları olması internal bir kanamayı düşündürmelidir.

 

İnternal kanamalarda acil tedavi yaklaşımı:

• Sağlık personeli kendisinin (eldiven, maske vb.) ve çevresinin güvenliğini sağlar.

• Travma veya travma şüphesi varsa boyun omurga stabilizasyonu sağlanır.

• Hastanın bilinci ve ABC’si kontrol edilir, hava yolu açıklığının sürekliliği sağlanır ve oksijen desteği başlanır. Pulse oksimetre bağlandıktan sonra oksijen akış hızı saturasyon düzeyine göre düzenlenir.

• Damar yolu % 0,9 NaCl (serum fizyolojik) ile açılır, şok bulguları varlığına göre akış hızı ayarlanır.

• Hastaya yapılacaklar konusunda bilgi verilerek sakinleşmesi sağlanır.

• ikincil değerlendirme yapılır (tüm vücut muayenesi yapılır, tıbbi öykü alınır, vital parametrelere bakılır, parametreler hızla değişebilecegi için 3-5 dakika aralıklarla kontrol edilir).

• Travma olup olmadığı, varsa travmanın özelliği; Kanama bölgesine göre uygun pozisyonda taşınır (örn; kafa içi kanama baş gövde ile birlikte 30 derece yükseltilir, şok bulguları varlığında şok pozisyonu verilir gibi).

• Vücut ısısını korumak için üzeri örtülür.

• Oral alım kesilir.

• Tüm işlemler kayıt altına alınarak uygun merkeze nakledilir.

EKSTERNAL KANAMALAR

    Gözle görülebilen kanamalardır ve direk bası yöntemleri ile kontrol altına alınabilirler. Damarın yaralanması sonucu, kanamayı durduran savunma mekanizmaları, hava ile temas edince faaliyete geçerek travmanın direk etkisi ile ağrılı uyarının da tetiklemesi sonucu önce kesilen damar uçlarının büzülmesini sağlarlar. Daha sonra açık damar uçlarında pıhtı tıkaç oluşur, pıhtı büyüyerek damarı tıkar ve böylece kanama durur.

    Fakat büyük damarlar yaralandığında, ekstremite amputasyonlarında, pıhtılaşma problemlerinin varlığında ve pıhtılaşma süresini uzatan ilaçların kullanımı söz konusuysa pıhtılaşma gecikebilir. Bu nedenlerle pıhtılaşmayı hızlandırmak için kanama durdurma yöntemleri uygulanmalıdır.

    Kaybedilen kan miktarına göre her hastanın klinik seyri değişkenlik gösterir. Başlangıçta halsizlik görülür, kanama kontrol altına alınamazsa şok ve ölüm gelişebilir.

Eksternal Kanama Türleri

Arteryel kanama

    Bu tür kanamalarda kanamanın nabızla eş zamanlı olarak, fışkırır tarzda olması dikkat çekicidir. Arterlerde basınç yüksek olduğundan kısa sürede fazla kan kaybı olur. Bu yüzden arter kanamaları daha ciddi kanamalardır.

 

Venöz kanama

    Arter kanamasından daha yavaştır. Etkilenen damarın yerine ve büyüklüğüne göre ciddi kanamalar olabileceği göz ardı edilmemelidir. Ven kanamalarında akan kanın rengi arter kanamasındakine göre biraz daha koyu renklidir.

 

Kapiller kanama

    Sızıntı şeklinde olur. Çoğu kez yüzeyel sıyrık ve yaralarda meydana gelir. Kontrolü daha kolaydır.

 

Eksternal kanamalarda acil tedavi yaklaşımı:

• Sağlık personeli kendisinin (eldiven, maske vb) ve çevresinin güvenliğini sağlar,

• Kanama nedeni travmaya bağlı ise boyun omurga stabilizasyonunu sağlar,

• Hastanın bilinci ve ABC’si kontrol edilir,

• Hastaya yapılacaklar konusunda bilgi verilerek sakinleşmesi sağlanır.

• Kıyafetler kesilerek çıkarılır, ek yaralanmaların gözden kaçırılmaması için hasta tam olarak muayene edilir.

• Kanayan bölge, yabancı cisim varlığı yönünden değerlendirilmeli; ancak yara penetran ya da kesici bir alet marifetiyle gerçekleşmişse eksplore edilmemelidir.

• Eksternal kanama olduğunda kanın durdurulması için yapılması gereken, temel olarak kanayan alan üzerine direk bası uygulanmasıdır. Bası doğrudan parmak veya el ile uygulanabilirse de steril gazlı bez veya pamuklu kompres ile kanayan yer üzerine bastırılması daha doğrudur.

• Kanama durmuyorsa el ile yapılan bası artırılarak kanama durdurulmaya çalışılır.

• Kanayan alan üzerine bastırılmış olan gazlı bez ya da kompres kan ile ıslanırsa, ıslanmış olan gazlı bez ya da kompres yerinden kaldırılmadan, üzerine ikinci bir gazlı bez ya da kompres konmak suretiyle bası uygulamaya devam edilir.

• Kan ikinci gazlı bezden de taşarsa üçüncü bir bez konarak bası uygulanır; üçüncü gazlı bezi aşan kanamalarda en alttaki gazlı bezin üzerindeki gazlı bezler (2. ve 3. bezler) kaldırılarak yerlerine kuru gazlı bezler konularak bası sürdürülür.

• Gerekiyorsa gazlı bez üzerinden sargı yapılmak suretiyle bası artırılır.

• Sargı yapıldıktan sonra da kanama devam ediyorsa arter noktalarına bası yapılır.

• Hasta sırt üstü yatırılır ve kanayan alan (kol veya bacak) kalp seviyesinin daha üzerinde bir düzeye kaldırılarak hastanın ekstremitesi altına destek koymak suretiyle yükseltilir.

• Kanama durdurucu (hemostatik) ajan, minör ve majör kanamaların kontrolünde kullanılan ve uygulanmasında süratle hemostatik etki oluşturan tıbbi üründür. Varsa kanama durdurucu kompreslerden yararlanılabilir.

• İmmobilizasyon sağlanır.

• Damar yolu % 09 NaCl ile açılır, kaybedilen kan hastanın hemodinamisi dikkate alınarak gereken miktarda verilir. Damar yolu geniş bir branülle açılır.

• Skalp (kafa derisi) vücudun en iyi kanlanan dokularından birisidir. Temporal arter kesilirse abondan (aşırı) kanamalar olabilir. Kanama kontrolü özellikle çocuklarda daha önemlidir. Asepsi kurallarına dikkat edilir. Kanama, direk bası ile durdurulur; fakat kafa tası kemiklerinde kırılma veya çökme varsa, bası şiddetinin fazla olmamasına dikkat edilmelidir.

• Kanama bölgesine yapılan sargının distalinde kalan kısımlardan (el, ayak vs) nabız, renk, motor ve duyu kontrolü yapılır. Sorun tespit edilirse, sargı gözden geçirilir.

• Oral alım kesilir.

• Bütün bu girişimler ile kanama durdurulamamışsa turnike uygulaması yapılır.

• Kanamaya yol açan sebep kemik kırılması ise atel uygulanır.

• Hastaneye nakil esasında, şok bulguları varlığı, distal nabızlar, renk, duyu ve hareket varlığı sık sık kotrol edilir.

• Tüm uygulamalar kayıt altına alınır.

Arter Bası Noktaları

    Arter kanamalarında kan damar dışına basınçla, fışkırır tarzda çıkar ve kısa zamanda çok kan kaybına yol açar. Burada asıl yapılması gereken, kanayan yer üzerine bası uygulanmasıdır. Ancak bazı durumlarda (kanamanın şiddetli ve kontrolünün güç olduğu durumlar) atardamarın vücuttaki seyri boyunca kanayan yerin daha proksimal (üst) bir bölümünden arter üzerine parmakla bastırmak suretiyle kanama kontrol edilmeye çalışılır.

 

    Vücutta bu amaç için belirlenmiş bası noktaları vardır.

Kanama bölgesine göre başlıca bası noktaları:

1. Boyun (Karotis arteri bası yeri)

2. Klavikula üzeri (Subklavyen arter bası yeri)

3. Aksilla (Aksiller arter bası yeri)

4. Kol (Brakial arter bası yeri)

5. İnguinal bölge (Femoral arter proksimal bası yeri)

6. Uyluk (Femoral arter distal bası yeri)

Turnike Uygulaması

    Amaç kanayan arterin bası altında bırakılması ile yaralı alana olan kan akımını engellemektir. Üst kol, uyluk gibi tek kemikli bölgelere uygulanır. Eskiden daha fazla kullanım alanı olan turnikenin kullanımı bugün için oldukça sınırlanmıştır. Turnike uygulamasının sınırlanmasının başlıca nedeni, turnikenin uzun zaman takılı kalması sonucu meydana gelen doku harabiyetinden gangrene kadar giden istenmeyen etkilerdir.

 

Bu gün için turnike başlıca 4 özel durumda uygulanabilir.

1. Olay yerindeki hasta sayısı sağlık personeli sayısından daha fazla ise,

2. Hastanın güç koşullarda taşınması gerekiyorsa (örneğin engebeli bir arazi geçilecekse) taşıma sırasında,

3. Ekstremite amputasyonu varsa,

4. Kanamayı durdurmaya yönelik tüm teknikler uygulanmasına rağmen kanama durmamışsa uygulanabilir.

 

Turnike uygulamasında;

• Turnike ekstremitenin koptuğu veya kanama odağına en yakın, deri bütünlüğünün bozulmamış olduğu bölgeye veya üst kol, uyluk gibi tek kemikli bölgelere uygulanır.

• Kullanılan malzemenin genişliği en az 8-10 cm olmalıdır. Bu amaçla üçgen sargı bezi kullanılabilir.

• Sıkıştırma işlemine kanama duruncaya ve distal nabızlar alınamayıncaya kadar devam edilir. Tansiyon aleti manşonu sarılıp sistolik kan basıncı değeri + 30 mmHg kadar şişirmek de etkili bir uygulamadır. Daha fazla sıkıştırma doku harabiyetini arttıracağı için önerilmemektedir.

• Hasta sıcak tutmak için örtülür, ancak turnike uygulanan bölgenin üzeri örtülmemelidir.

• Uygulama bilgileri görülecek şekilde yazılır, hastanın üzerine konulur.

• Turnike uygulaması başlama saati ve tüm girişimler kayıt altına alınır.

• Nakil yapılan merkeze tüm bilgiler aktarılır.

Uzuv Kopması

• Kopmuş uzuv parçası, serum fizyolojik ile ıslatılmış ve iyice sıkılmış steril gazlı beze sarılır, su geçirmeyen bir plastik torbaya konulur.

• Bu torba ağzı kapatıldıktan sonra, içerisinde 1 ölçek suya 2 ölçek buz konulmuş ikinci bir torbaya konulur (bu şekilde kopmuş uzuv parçasının buz ile direkt teması önlenmiş ve soğuk ortamda taşınması sağlanmış olur). Burada önemli olan, organın dondurulmadan ve ıslatılmadan hastaneye ulaştırılmasıdır.

• Torbanın üzerine kopan uzuv parçasının sahibine ait kimlik bilgileri ve kopmuş uzvun torbalanma zamanı da kayıt edilir.

• Tetanoz bağışıklığı sorgulanır, götürüldüğü merkeze bilgi verilir.

• Hasta ve kopan organ uygun koşullarda 6-12 saat içinde hastaneye yetiştirildiğinde; organın eski işlevlerini yerine getirme olasılığı çok yüksektir.

• Hasta ile kopan uzuv aynı araca konarak, tedavinin yapılacağı uygun sağlık kuruşuna sevki sağlanır.

• Tüm işlemler kaydedilir.

Özellikli Eksternal Kanamalar

    Kulak, burun, ağız, anüs, üreme organlarından olan kanamalardır. Ciddi kanamaların belirtisi olabileceği gibi basit kanamalar da olabilir. Hastanın dikkatle değerlendirilmesi ve anamnez (öykü) alınması önemli ipuçları verir ve uygun tedavinin başlatılmasını kolaylaştırır.

    Burun Kanaması (Epistaksis):

Sık karşılaşılan acil durumlardan biridir. Hasta, kanın bir kısmını yuttuğu için dışardan görülen kan kaybı total kaybın tamamını göstermez.

Acil tedavi yaklaşımı:

• Sağlık personeli kendisinin (eldiven, maske vb) ve çevresinin güvenliğini sağlar.

• Kanama nedeni travmaya bağlı ise boyun omurga stabilizasyonu sağlanır.

• Hastanın bilinci ve ABC’si kontrol edilir, hava yolu açıklığının sürekliliği sağlanır.

• Hastaya yapılacaklar konusunda bilgi verilerek sakinleşmesi sağlanır.

• Hasta oturtulup başı öne eğilir ve burun kanatları önden baş ve işaret parmağının arasına alınarak sıkıştırılır.

• Öykü sorgulaması, muayene ve vital bulguların değerlendirilmesi dikkatle yapılır.

• Kan basıncının yüksek olup olmadığı kontrol edilir.

• Özellikle endişeli ve yüksek tansiyonlu kişilerin sakinleştirilmesi önemlidir.

• Lokal soğutma, kanamanın durmasını kolaylaştırır. Mümkün ise burun üzerine gazlı beze sarılmış ve poşetlenmiş buz konulabilir.

• Uygun merkeze nakli sağlanır, girişimler kaydedilir.

    Kulak Yolundan Kanama:

Travmaya bağlı gelişebileceği gibi, kafa içinde veya kulakta oluşan bir sebebe (enfeksiyon, kitle vb) bağlı olarak da gelişebilir.

Acil tedavi yaklaşımı:

• Sağlık personeli kendisinin (eldiven, maske vb) ve çevresinin güvenliğini sağlar.

• Kanama nedeni travmaya bağlı ise boyun omurga stabilizasyonu sağlanır.

• Hastanın bilinci ve ABC’si kontrol edilir, hava yolu açıklığının sürekliliği sağlanır

• Öykü sorgulaması, muayene ve vital bulguların değerlendirilmesi dikkatle yapılır.

• Hastaya yapılacaklar konusunda bilgi verilerek sakinleşmesi sağlanır.

• Kanama hafifse kulak gazlı bezle temizlenir, kanama ciddi ise kulağı tıkamadan gazlı bezle kapatılır.

• Hastanın bilinci açık ise hareket ettirmeden sırt üstü, bilinci kapalı ise kanayan kulak üzerine yan yatırılır.

• Tüm işlemler kaydedilerek uygun merkeze nakledilir.

    Ürogenital Bölge, Anüs Kanamaları:

Ciddi kanamaların göstergesi olabileceği gibi basit kanamalar da

olabilir. Laserasyon, abrazyon, avülsiyon veya delinmeye bağlı oluşabilir.

Acil tedavi yaklaşımı:

• Sağlık personeli kendisinin (eldiven, maske vb) ve çevresinin güvenliğini sağlar.

• Kanama nedeni travmaya bağlı ise boyun omurga stabilizasyonu sağlanır.

• Hastanın bilinci ve ABC’si kontrol edilir, hava yolu açıklığının sürekliliği sağlanır.

• Hastaya yapılacaklar konusunda bilgi verilerek sakinleşmesi sağlanır.

• Kıyafetler kesilerek çıkarılır ve detaylı olarak tam muayene yapılır.

• Laserasyon, abrazyon, avülsiyon veya delinmeye bağlı oluşan anüs, penis ve vajinal kanamalarda nemli

pamuklu kompres ile lokal bası uygulanır.

• Hiçbir zaman vajinal veya rektal tuşe yapılmamalı, kompres yerleştirilmemelidir.

• Tüm işlemler kaydedilir ve uygun hastaneye nakledilir.

YARALANMALAR

    Herhangi bir nedenle dokuların bütünlüğünün bozulmasına ya da bu dokuların kaybına yara, bu olaya da yaralanma denir.

    Yaralanma kesici-delici aletlerle (bıçak, şiş, cam vb) oluşabildiği gibi künt yaralanmaya (ezilme, sıkışma vs) bağlı da oluşabilir. Bazı yaralanmalarda yaranın kenarları düzgündür, bazen de yara kenarları düzensiz, parçalanmış şekildedir. Yaranın türüne ve büyüklüğüne göre kanama, ağrı, şişlik gibi belirtiler olabilir.

 

• Ekimoz (Kontüzyon): Sert ve künt bir cisimle uygulanan travmanın etkisiyle dokuların ezilmesi sonucu küçük çaplı damarlardan çıkan kanın yumuşak doku aralıklarına sızmasıdır. Cilt yüzey bütünlüğü korunmuştur.

• Hematom: Travmanın etkisi ile damar bütünlüğü bozularak kanın doku içinde hacim oluşturacak biçimde birikmesidir. Hematom sadece yumuşak doku yaralanmalarında görülmez; kırıklardan veya herhangi bir damar yaralanmasından sonra da görülebilir.

• Abrazyon (Sıyrık): Derinin sert ve pürtüklü bir yüzeye sürtünmesi sonucu oluşan yüzeysel yaralanmalardır. Sıyrıklar, travmanın şiddetine göre yalnız epidermis ile sınırlı olabileceği gibi dermisi de “içerebilir. Kanamalar çoğunlukla noktasal özelliktedir. Yaralanan kısımdan kan sızabilir. Oldukça ağrılı olabilirler.

• Laserasyon (Kesik): Keskin ve düzgün yüzeyli nesne ile (bıçak, jilet, cam) meydana gelir. Kesilmiş düzgün veya parçalı bir yara oluşur. Lezyon içinde doku köprüleri görülür ve yara kenarlarında kontüzyon, kanama bulguları izlenir. Kesik şeklindeki yara deri altındaki dokuya, kasa, sinire ve kan damarlarına kadar derinleşebilir.

• Avülsiyon (Yırtık): Derinin bir parçası ya tamamen kopmuştur ya da küçük bir kısmı ile bağlı kalmıştır. Genelde çok kanarlar.

• Delinme: Bıçak gibi kesici-delici aletler veya kurşun gibi nesnelerle meydana gelir. Yara girişi küçük olduğundan, dışa kanama genellikle önemli değildir. Ancak derindeki dokulara önemli zarar verebilirler. Eğer bu yaralanma göğüs veya karında ise öldürücü olabilir.

İnsan ve Hayvan Isırmaları

    İnsan ısırığı oval veya elips şeklindedir ve hayvan ısırıklarından daha künt görünümdedir. Emmenin neden olduğu peteşi ya da kontüzyon yalnızca insan ısırık izlerinde görülür. İnsan ısırmasında basıya bağlı bulgular ön plandayken, hayvan ısırmasında dokuların delinmesi ve yırtılmasıyla ayırt edilir.

    Köpek ısırıkları önde kare şeklinde, dar bir kemere benzer ve dişlerin yaptığı belirgin sivri izler oluşturur .

    Kedi ısırıkları küçük yuvarlak bir kemere benzer ve onlarda da yine dişlerin yaptığı delme izleri vardır. Hayvan ısırıklarında çoğunlukla pençelerin yaptığı çizik izleri de görülür. Kemirgenler ortadaki kesici dişlerin neden olduğu küçük ısırık izleri bırakır.

KAPALI YARALANMALAR

    Üstteki deri tabakasında herhangi bir hasar, yani doku kaybı olmamasına rağmen darbe nedeniyle deri altındaki dokularda meydana gelen kanamalarla karakterize yaralanmalardır. Ekimoz ve hematom olarak sınıflandırılabilirler.

 

Kapalı yaralanmalarda acil tedavi yaklaşımı:

• Olgu değerlendirme basamakları yerine getirilir.

• Kanamanın şiddetini ve ağrıyı arttırmamak için yarayı örten giysiler kesilerek çıkartılır.

• Kanamayı önlemek için direk bası uygulanması, soğuk uygulama, immobilizasyon ve yüksekte tutma işlemleri gibi durdurma yöntemleri kullanılır.

• Akut dönemde, etkilenen alana soğuk kompres yapılması kanamayı azaltır. Kronik dönemde ise emilimi hızlandırmak ve ağrıyı azaltmak için sıcak uygulama önerilmektedir.

• Uygun hastaneye nakli sağlanır ve yapılan tüm işlemler kaydedilir.

AÇIK YARALANMALAR

    Deri tabakası kaybının olduğu, deri bütünlüğünün bozulduğu ve dışa kanama ile karakterize

yaralanmalardır. Abrazyon, laserasyon, avülsiyon, delinme veya ısırık şeklinde görülebilir.

 

Açık yaralanmalarda acil tedavi yaklaşımı:

• Olgu değerlendirme basamakları yerine getirilir.

• Kanamanın şiddetini ve ağrıyı arttırmamak için yaraya yakın takılar ve örten giysiler (kesilerek) çıkarılır.

• Kanama varsa direk bası ile durdurulur.

• Tüm açık yaralar enfeksiyon riski taşıdığı için sekonder (ikincil) bulaşmalardan korunmalı, sterilite kurallarına uyulmalıdır.

• Sıyrıklar varsa; antiseptikle silinir, üzeri steril gazlıbez ile kapatılır.

• Kesik yaranın kenarları antiseptikle silinir ve yara ağzı ucuca getirildikten sonra üzeri steril gazlı bezle kapatılır.

Avülsiyonlarda; ayrılan doku parçası normal anatomik pozisyonda durmuyor veya katlanmış ise kan akımı kesilebilir, üzerine bası uygulanması ve üzerinin kapatılması dokunun nekrozuna sebep olur. Bu sebeple mutlaka kısmen ya da tam kopmuş olan doku (flap), yaranın üzerine, normal yerine yerleştirilerek üzeri steril pansumanla kapatılır.

• Delinmeye bağlı yaralanmalarda; iç organların etkilenme düzeyi tam olarak bilinemediği için iç kanama ve şok bulgularına karşı dikkatli olunmalıdır. Delici göğüs yaralanmalarında pnömotoraks, delici karın yaralanmalarında şok gelişme olasılığı mutlaka akılda tutulmalıdır. Kurşun yaralanmalarında giriş deliği yanı sıra çıkış deliği de aranır, varsa kanaması durdurulup kapatılır.

• Tüm ısırık ve tırmık yaralarında; yara bölgesi su ve sabunla köpürtülerek 5 dakika süre ile yıkanır ve povidon-iyodin solüsyonu gibi virusidal ajanlarla temizlenir. Sabunla yıkamanın amacı, ısırılan yerdeki tükürükle bulaşan kuduz virüsünü öldürerek vücuda girmesini engellemektir. Virüsün yüzeyindeki lipid (yağ) yapı sabun ile eriyeceğinden virüs inaktive olur. Temastan sonra en kısa sürede kuduz aşısının birinci dozu uygulanmalıdır. Yine acil serviste tetanoz aşısı ve bakteriyel infeksiyonu önlemek için antibiyotik profilaksisi uygulanmalıdır.

• Yara kapatılıp sargı yapıldıktan sonra distal nabızlar, duyu, renk, şişlik ve hareket varlığı kontrol edilir.

• İmmobilizasyonu sağlanır.

• Yaralanma ekstremitelerde ise elevasyona alınır.

• Uygun hastaneye nakli sağlanır ve tüm uygulamalar kaydedilir.

• Tetanoz bağışıklığı ve varsa kuduz şüphesi sorgulanarak götürüldüğü merkeze bilgi verilir.

Vücutta Kalan Yabancı Cisimlerin Kontrolü

    Bazen delici yaralanmalar sonrası yaralanmaya neden olan alet (şiş, cam, bıçak) vücutta kalabilir. Lokal kanamayı kontrol etmenin yanısıra yabancı cisim de kontrol edilmelidir.

• Çıkarma girişimi kaslara, sinirlere ve damarlara daha fazla hasar vereceği için yabancı cisim çıkarmamalıdır.

• Batan cismi sabitlemek için kalın pansuman malzemeleri kullanılır.

• Cisim taşımayı güçleştirecekse, kısaltmak amacıyla kesilebilir.

• Cerrahi girişim gerekli olduğu için uygun hastaneye nakli sağlanır ve tüm işlemler kaydedilir.

 

Göz Yaralanmaları

    Göz, oldukça hassas olan yapısı itibariyle, çocukluk döneminde daha fazla olmak üzere hayatın her döneminde, dış etkenlere ve yabancı cisimlere bağlı travmalardan etkilenebilir. Yaralanmış göze gerekli tedavi uygulanmadığında görme kaybı veya körlük gelişebilir. Göz yaralanmaları gözün dış katmanları ile sınırlı göz dışı yaralanmalar şeklinde görülebileceği gibi göz içi yaralanmalar şeklinde gerçekleşebilir.

 

Göz yaralanmalarında acil tedavi yaklaşımı:

• Olgu değerlendirme basamakları yerine getirilir.

• Hastaya yapılacaklar konusunda bilgi verilerek sakinleşmesi sağlanır.

• Gözün içine bir şey kaçmışsa ovuşturulmaması konusunda bilgi verilir. Çünkü yabancı cisim korneanın çizilmesine sebep olabilir.

• Toz ve kimyasal maddeler ile temas olmuşsa, göz kapakları da kaldırılarak enjektöre çekilmiş ılık serum fizyolojik ile bol yıkama yapılır.

• Yabancı cisim göze batmamış ise nemli steril gazlıbez veya pamuklu çubuk ile uzaklaştırılır.

• Yabancı cisim göze batmış ise çıkarılmamalıdır. Cismin çevresi steril malzemeler ile desteklenerek ve cismin üzeri koni biçiminde bir malzeme (veya bardak) ile kapatılarak hareketi önlenir.

• Yaralı gözün hareket etmesini önlemek için sağlam göz de kapatılmalıdır. Hasta, gözü kapatıldığı için görmemeye bağlı ikincil travmalardan korunmalıdır.

• Yapılan girişimler kayıt altına alınır ve uygun merkeze nakledilir.

bottom of page